Çocukluğumdan bu zamana kadar el işlerine düşkünlüğüm hep devam etti. İlkokulda el işi dersimizde oyuncak bebek için kazak örerdim. Tatillerde örgü, tığ işleri danteller, kanaviçe, etamin ne varsa yapar, kareli kağıda kendim örnek çıkarır bunları işlerdim. Bazen de annemle birlikte bebeklerime giysiler diker, hatta kendime bez bebekler dahi yapardım. Bu arada ablam ile birlikte kağıt bebeklere elbiseler tasarlar, çizer ve kesip giydirirdik. Liseyi bitirdigim günlerde hiç dikiş makinesinde birşey dikmemiştim. O dönemde 1994 yılında vücuda oturan elbiseler çok moda idi. Annem dışarı dikiş yapardı. Kumaşı aldım, kalıbı üzerine koydum ve kumaşı kestim. Eğer makinede dikemeseydim hırs yaptığım için elimde dikecektim. Sonuç, başardım. Artık makineyi kullanabiliyordum. Yaklaşık 5 yıl hem kendime hem de dışarıya akla ne geliyorsa dikip giydim. Modayı da yakından takip eder, her yıl hangi model kıyafet, hangi renkler moda ise kendime hazırlar ve giyerdim.