Başarı Hikayeleri

Başarı Hikayesi

Ayla Yıldırım Altıntaş

Clay Craft Design Kurucusu

Merhaba, Ben Ayla Yıldırım Altıntaş. 14.09.1980 tarihinde İstanbul Şişli’de dünyaya geldim. Beş kız bir oğlan 6 olan kardeşlerden 5. en küçük kızım ve benden de küçük bir de erkek kardeşimiz var. Evliyim ve Altan Kaan adında 18 yaşında bir oğlum var.

Ayla Yıldırım Altıntaş

Merhaba, Ben Ayla Yıldırım Altıntaş. 14.09.1980 tarihinde İstanbul Şişli’de dünyaya geldim. Beş kız bir oğlan 6 olan kardeşlerden 5. en küçük kızım ve benden de küçük bir de erkek kardeşimiz var. Evliyim ve Altan Kaan adında 18 yaşında bir oğlum var. Hayatımın büyük bir kısmını Şişli semtinde geçirdim. İlk ve Orta öğrenimimi Talatpaşa Okulunda, lise öğrenimimi ise Beşiktaş Anadolu Lisesinde tamamladım. Ardından da Halkla İlişkiler üzerine yüksek öğrenimim devam ederken 1999 yılı itibari ile telekomünikasyon sektöründe kurumsal iş hayatına atıldım ve 23 yıl sonra halen devam etmekteyim.

Hakkında

Uzun yıllardır hobi olarak uğraştığım seramik sanatını, 2018 yılı itibari ile bana özgün bir hale getirerek “Clay Craft Design” olarak markalaştırmaya karar verdim. Amacım; el emeği sanatlarına gönül veren sanat severlerin, kendilerini özel hissedecek şekilde kalplerine ve duygularına dokunabilmek. Bu neden ile de perakende ürün tasarlayan bir seramik atölyesinden çok, kişiye özel, sıradışı ve unique tasarımlar yapan özel bir atölye olma yönünde ilerliyorum. 21 yıl soluksuz olarak devam eden kurumsal iş hayatıma Pandemi ile zorunlu olarak gelen ara bende büyük bir ışık yaktı.

SOSYAL HESAPLAR

TANITIM
VIDEOSU:

SENDE BAŞARI HİKAYENİ HEMEN YAZMAYA BAŞLA

AYLA İLE TANIŞIN

 İş hayatının getirdiği o yoğun tempo duraksadığında büyük bir boşluğa düştüğümü hissettim. Etrafımda ki birçok kadında benim ile aynı duyguları paylaşıyordu. O dönemde anladım ki kendim için birşeyler yapmam lazımdı. Beni en çok ne mutlu eder, ne yaparsam sıkılmadan, yorulmadan heyecan ile yapabilirim diye düşünürken çokta uzağa gitmeme gerek kalmadı. Seramik hep hobim oldu ama neden benim işim olmasın dedim ve tamamen sıfırdan kendi çabalarım ile bu yola baş koydum.

Eminim ki herkesin çocukluğunda kalan ancak bir türlü anlamlandıramadığı anıları olmuştur. İşte benim hikayemde böyle bir anı ile başladı.

Ben 6 çocuklu, Ordulu, kalabalık bir ailenin en küçük 5. kızı olarak dünyaya geldim. Her ne kadar memleketimiz Ordu olsa da ben ve tüm kardeşlerim İstanbul’da dünyaya geldik. Tabi memleketimizden de hiç kopamadık. Bizim oralarda geleneksel olarak her yaz başı tüm aileler fındık hasadı için mutlaka memlekete giderdi ve el birliği ile hasadını tamamlayıp İstanbul’a dönerdi. Bizde o ailelerden biri olarak her yaz döneminde mutlaka Ordu’da olurduk. Ben o zamanlar küçük bir kızım ve Ordu’ya her gittiğimizde dedemin tahta serendesinin   içinde kilden minyatür soba yapar, küçük çalılar bulup onları içinde yakar kendime minyatür ama kocaman bir dünya kurardım. Hatta minik minik masa, sandalye, yatak vs. gibi ev  eşyaları da yaptığımı çok net hatırlarım. O zamanlar bilinçsizce tutkulu olduğum kil (çamur) ile yıllar sonra farkındalığım olmadan tekrar karşılaştım.

Nasıl mı?

Maalesef 80’lerin o geleneksel fındık hasatları artık devam etmiyor. Doğa ile bütünleşebildiğin memleket ziyaretleri hiç yok denecek kadar az hale geldi. İstanbul gibi metropol bir şehirde de yaşıyorsanız, doğaya ve memlekete özlem duymadan geçen bir gününüz olamıyor. Bu neden ile eşim ile birlikte fırsat buldukça Türkiye’deki küçük kasabaları gezerdik. Sayamayacağım kadar eşsiz güzelliklere sahip bu küçük kasabaları gezerken gördüğüm seramik atölyelerine karşı bilinçsizce çok fazla hayranlık duymaya başladım. Geçmişin anıları ile içimde kalan o çamura bulaşma güdüsü sanırım beni içten içe kendine çekmeye başladı.

Zaman ile evde basit bir şeyler yapmaya çalıştım. Ardından yaptıklarım evin içinde dolanmaya başlayınca küçük bir hobi odası ayarladım. Bir süre sonra hobi odası ne için kullanacağımı dahi bilmediğim aletler ile dolmaya başladı. Değişik çamurlar, sır altı renkler, artistik sırlar derken çamur ile yapmak istediklerime o eşsiz heyecanıma hem ortamım hem de kişisel tekniklerim yetmemeye başladı. Ardından M.E.B. onaylı seramik sertifika programına dahil oldum. Bu eğitimin ardından gelişim alanlarım çoğaldıkça, daha fazla imkana sahip bir ortama ihtiyaç duymaya başladım ve evimin büyük bir kısmını seramiğe ayırmaya karar verdim. Masa, torna, kalıp ve merdane derken en sonunda seramik fırınım da hayatıma girmiş oldu.

Hayat bana aralıksız olarak deli gibi koşturduğum 23 yıllık kurumsal iş hayatıma artık ara vermem gerektiğini söyledi ve herkes için çok zor olan Pandemi sürecine girdik. Eve kapanmalar başladıkça ben çamura sarıldım ve çamura sarıldıkça ürettikçe ürettim. Zaman ile kendi tekniklerimi geliştirmeye ve farklı farklı tasarımlar yapmaya başladım. Gece hayalime giren modelleri sabah kalkıp hemen yapmaya başladığım zamanlarım çok fazla oldu. Bozdum, kırdım, çatlattım, fırlattım, yaktım ama bir amaç edinerek “ne kadar çok deneyim o kadar çok gelişim, farklı tasarım” diyerek tüm yakın çevreme hediyeler yapmaya başladım.

Çevremdeki çocuklara ücretsiz çamur ile çalışma ortamları sundum. Sokaktaki dostlarımıza özel mama kapları yaptım. Ben ürettikçe mutlu oldum ve mutlu oldukça gelen güzel geri bildirimler ile hayallerim daha da büyümeye başladı. Bir gece oturdum ve önce marka sonra da logo tasarladım. Logo tasarımı için bir grafik tasarımcıdan da destek alarak çok sevdiğim logom temsile hazır hale geldi. Ardından markam ile önce Instagram profilimi sonra da Facebook sayfamı oluşturdum. Takipçilerimin artması ile birlikte tasarımlarım için satın alma talepleri gelmeye başladı. Bir yandan da hazır tasarım ürün satışları için alan adımı satın alarak hazır bir platform üzerinden e-ticaret sitemi hayata geçirdim.


Sitenin bilinirliği ile satışlarını artırmak adına “Google SEO” standartlarına bağlı kalacak şekilde tasarımlarıma ait tüm görsel ve içerikleri bizzat kendim hazırladım. Sonra Instagram mağazamı açmaya karar verdim ve zorlu bir Facebook başvuru süreci sonrasında “Facebook Ticaret Platformu” girişlerimi de tamamlayarak Instagram mağazamı da açmış oldum. Böylece e-ticaret sitem ile entegre çalışabilen, ölçümleyebildiğim ve reklam çıkabildiğim Instagram profilini aktif hale getirmiş oldum. Yavaş yavaş özel tasarım talepleri, proje çalışmaları ve standart tasarım ürünlerimin satışına başladım.


Clay Craft Design; tamamen el yapımı, kişiye özel, sıradışı ve unique tasarımlar yapan bir atölyedir. Bu neden ile tüm ürünler tek, benzersiz ve özel olarak tasarlanmıştır. Tüm tasarım modelleri de bize ait olup bir benzeri daha bulunmadığından tüm ürünlerimiz bu kategoriye girmektedir.


 En büyük hedefim Ayla Yıldırım Altıntaş imzalı “Clay Craft Design” markalı seramik tasarımlarımın bilinir hale gelmesi.

"Clay Craft Design’da seri üretim bulunmamaktadır. Ürünlerin tamamı %100 el yapımı olup her bir tasarım tek, özel ve sıradışıdır.

Türkiye’nin En Büyük Girişimci Dijital Topluluğuna Katılarak Hızla Büyüyün!

Mail Bültenimize Kaydolun Ücretsiz Bonuslardan Haberdar Olun!

Online kurslarımızda güncellemeye gidildiğinden canlı yayın tarihlerimiz henüz belirlenmemiştir. Eğitimlerimizi ve canlı yayın tarihlerimizi anında öğrenmek için mail bültenimize kaydolun.